EV SİNEMASI -> LG -> LH-D6530... Giriş seviyesindeki ev sinema meraklıları için en iyi çözüm paket sistemler. Markası güvenilebilir, fiyatları düşük ve şık bir görünüme sahip olanlar tercih edilir… Eğer sizin de istediğiniz evinizde film izlemek, ama bunun için az para harcamak ve eşinizin ya da eve gelen misafirlerin görünümüyle hoşuna gidebilecek bir ev sinema sistemi kurmaksa LG’ye kulak vermenizde fayda var. Şu sıralar bütün bir paket halinde, bir ana ünite ve onun 50’şer watt’lık hoparlörleri + 100W’lık sub’ı, uygun bir fiyatla satışa sunulmuş durumda.
Sistemin kurulumu DVD oynatıcıyı da içinde barındıran ana ünitenin kutudan çıkmasıyla başlıyor. Her hoparlörü bu ünitenin arkasındaki hoparlör yuvalarına bağlayıp sistemi fişe taktınız mı, kurulum tamam. Çabuk ve zahmetsiz…
Dinlemeye başladığınızda göreceğiniz üzere hoparlörler ve subwoofer 30-35 metrekarelik bir odayı kolayca doldurabilecek yapıda. LG’de dikkat çeken bir nokta, subwoofer’ın aktif yapıda olmayışı. Bu bir bakıma da iyi sayılabilir çünkü sizi subwoofer için ayrı bir elektrik prizi bulma derdinden kurtarıyor. Ama koca hoparlörü sürmeye çalışan ana ünitenin bu konuda biraz zorlanarak bilhassa yoğun bas olan filmlerde ısınabildiğini belirtmek gerek.
Dolby Digital ve DTS’in yanı sıra ProLogic II destekli olan LH-D6530, aynı zamanda MP3 dolu CD’lerinizi de çalabiliyor. Ama bunun da ötesine geçerek Microsoft ile anlaşan LG, sistemine bir de Windows Media desteğini de yerleştirmiş. Bu sayede sadece MP3 dosyalarını değil, “.wma” (Windows Media Audio) formatındaki müzik dosyalarını da çalabiliyor. Aynı zamanda Kodak Picture CD diskleri de kabul eden ve bu formattaki disklere yazılmış fotoğraflarınızı ekranda görebilmenizi sağlayan LG, CD-R/RW diskleri okumak konusunda da gayet başarılı. Yani bilgisayarında CD’leri hazırlayıp sonra bunları LG’nin güçlü sesiyle dinlemek veyabüyük TV ekranında izlemek isteyenler için ideal.
Görüntü ve ses konusunda LG’nin sunduğu girişler iki AV bağlantısından (kompozit ve stereo) ibaret. Ekrana gönderilecek çıkışlardaki çeşitlilik ise sevindirici. Kompozit ve S-Video’nun yanı sıra komponent çıkış da alabilmenize izin veren sistem, bu çıkış üzerinden aynı zamanda Progressive Scan desteğini beraberinde sunuyor.
Ses bağlantılarında ise iki kompozit çıkıştan birine eşlik eden bir stereo ses çıkışınız mevcut. Eğer bunu beğenmezseniz optik dijital bir çıkış da yok değil. Harici bir A/V receiver’a bağlanmak ya da MiniDisc gibi dijital kayıt cihazlarına ses aktarmak için kullanabileceğiniz dijital çıkışın yanı sıra, başka bir DVD oynatıcı gibi optik dijital çıkış verebilen cihazları bağlayabileceğiniz bir optik dijital giriş de bulunuyor.
Ekran menüleri yardımıyla ayarlarına ulaşabildiğiniz LG’nin ayarlar konusunda sundukları hiç de fena değil. Örneğin ilk açtığınızda Setup menüsüne girip filmlerinizde her zaman için tercih ettiğiniz altyazı ve seslendirmeyi seçip, daha sonra disklerini takınca -eğer diskte varsa- bunları otomatik seçmesini sağlayabiliyorsunuz. Ancak renkli menüleri sayesinde DVD üzerinde yapmak istedikleriniz gayet kolay hale getiriyor.
Bize gelen LG’de dikkatimizi çeken bir nokta da bu menülerde gezinirken rastladığımız Country Code seçeneği oldu. Cihazın kitapçığında belirtilen işlemleri yaptığınızda DVD oynatıcının bölge kodunu değiştirmeniz mümkün olabiliyor. Ancak bu seçeneğin kullanım şekillerini elimizde diğer bölge filmler bulunmadığından deneyemedik. Eğer sırf bu yüzden LG’nin önerisi kafanıza yattıysa, satıcıda denemenizi öneririz…
Sonuç Olarak…
Sistemi kurup karşısına geçtiğinizde, kendisini gerçekten keyifle seyrediyorsunuz. Ses kalitesi fiyatıyla orantılı biçimde güzel. 82 ekran televizyonlarda bile görüntü kalitesini biraz zorlayabileceğiniz LG, görüntü kalitesinde de fiyatıyla orantıyı yakalamış.