Tuzlucanın Forum Sitesi
Merhaba ziyaretçi sitemize üye olunuz yada giriş yapınız.
Tuzlucanın Forum Sitesi
Merhaba ziyaretçi sitemize üye olunuz yada giriş yapınız.
Tuzlucanın Forum Sitesi
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Tuzlucanın Forum Sitesi

Tuzlucanın Forum Sitesi
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Felsefik Hikayeler

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
msarcan
Aktif Üye



Mesaj Sayısı : 69
Kayıt tarihi : 19/03/09

Felsefik Hikayeler Empty
MesajKonu: Felsefik Hikayeler   Felsefik Hikayeler Icon_minitimePerş. Mart 19, 2009 4:14 pm

Felsefik Hikayeler...

BABANIN NASİHATI
Evvel zamanda, aklı başında, yüce, zengin bir adam varmış. Bu adamın bir de oğlu varmış.
Bu oğlan yetişme çağındayken babası aniden hastalanmış. Oğlu, babasının yanına gittiğinde, adam:
“Ey oğlum, artık dünyadan ayrılma vaktim gelmiştir. Benim sana söyleyecek çok önemli sözlerim,
nasihatlerim olacak.” demiş. Oğlu da: “Tamam babacığım, nasihatlerin başım üstüne, sen nasıl
istersen ben öyle yaparım.” demiş.Babası: “Ey oğlum, benim ölümümden sonra sen, haftada bir evlen,
attan başka bir şeye binme ve baldan başka bir şey de yeme.” demiş.
Kısa bir zaman sonra babası vefat etmiş. Oğlan da babasının dediği gibi her hafta bir kızla evlenip,
attan başka hiçbir bineğe binmemiş ve baldan başka hiçbir şey yememiş.
Böylece biraz zaman geçtikten sonra oğlan babasından kalan mirası tüketmiş,
sonra da yemeğe ekmek bulamayacak hale gelmiş.
Oğlanın bu durumunu gören hanımları da onu terk etmiş,
kendisi ise onun bunun kapısında gezerek ekmek dilenmeye başlamış.
Oğlan, dilendiği bir gün, yaşlı bir adama rastlamış. Yaşlı adam, bu oğlanın babasını hatırlamış
ve oğlanın nasıl oldu da bu hale düştüğünü oğlandan sormuş. Bunun üzerine oğlan başından
geçenleri tek tek anlatmış yaşlı adama.Oğlanın söylediklerini dinleyen yaşlı adam,
kafasını sallayarak: “Oğlum sen babanın ne demek istediğini tam olarak anlamamışsın.
Onun ‘Her hafta bir kızla evlen.’ dediği, ‘Git çalış, zahmet çek,
haftada bir gün karının yanında olsan karın sana bir kız gibi görünür.’
dediğidir. ‘Attan başka bir şeye binme.’ dediği ise,
‘Çalışarak yorulduktan sonra eşeğe binsen de, ata binmiş gibi olursun’ dediğidir.
‘Baldan başka bir şey yeme’ dediği ise, ‘Zahmet çekerek onun meyvesini yesen,
baldan daha tatlıdır.’ dediğidir. Sen bunları anlamamışsın ay oğul!” demiş yaşlı adam.
Oğlan: “Ah, böyle mi olacaktı?” diyerek hayıflanmış.
Oğlan, babasının vasiyetini tam olarak anladıktan
sonra tekrar çalışmaya başlamış ve zengin olup muradına ermiş.



Son insanlar Bizden sonra bir iki nesil daha ya var ya yok
Son zamanlar yaşanıyor
dünya dönmekten bıkmış usanmış çatırdıyor
İnsanlar hâlâ akıllanmamış uslanmamış.
Yaşamak daha da zor olmuş
insanlar insanlıktan çıkmış
farkında değiliz ama galiba sonumuz gelmiş.

Katliamlar
Dünya kan gölüne dönmüş binlerce çocuk daha yaşamadan ölmüş
Irklar bir birine kanlı bıçaklı olmuş dinler arasında savaşlar çıkmış
Ölüm toplu halde olur hale gelmiş tarlalar çiçek yerine ceset dolmuş
Analar doğmamış çocuklarına kıymış
evlatlar Babalarına kıymış
zulüm artmış zalim çoğalmış
Katliam toplu halde apaçık yapılır hale gelmiş
İnsanlar ölüm kokusunu duymaz
kanın allığını görmez olmuş.

İlim ve Tarih
Artik Tarihi unutmak mümkün değil tarih kayıt edilmiş
Geleceğin farkı kalmamış geçmişten
İİnsan ders almamış tarihten
Zaman yok artık burada olup biteni oradaki biliyor
İlim almış başını uçsuz bucaksız bir yola gitmiş
Vereme çare bulunmuş mahsuller 10 katini verir olmuş

Kurbağa testi
Kurbağa kaynar suya atılmış
yandığını anında fark etmiş ve fırlayıp kaçmış.
Kurbağa soğuk suda yavaş, yavaş kaynatılmış
hiçbir şeyin farkına varmadan haşlanmış.
Dünya kaynıyor ama biz farkına varmıyoruz.
Kurbağa misali halimizden memnun yaşıyoruz.

Takıntılar avutuyor bizi.
Uyanamamışız bizi ufak tefek takıntılar uyutmuş
Kimimiz paraya takmış kazandıkça kazanmış yine doymamış.
Kimimiz fakirliğe takmış açlıkla mücadele ede, ede kendini kaybetmiş.
Kimimiz politika ideoloji yolunda ezmiş ezilmiş kendini unutmuş.
Kimimiz eğlenceye dalmış bir gece orada bir gece burada kimliğini kaybetmiş.

Ben uyandım keşke uyanmaz olsaydım su çoktan kaynamış geç kalınmış…



Ön Yargı


Birbirlerini çok seven, fakir oldukları kadar kimsesiz bir çift.
Sadece küçük bir tarlaları ve tarlanın yanında tek odalı derme çatma bir evleri var
Ama günlerden bir gün adamın ölümü daha kötü günlerin başlamasına sebep
çünkü kadın hamile...

Tüm acısına rağmen geçirdiği hamilelik döneminde,
karnında taşıdığı bebeği ile sürekli konuşarak avunur kadın.
Ve günlerden bir gün doğum gerçekleşir. nur topu gibi bir bebektir bu..
her gün onunla tarlaya gider, sırtında taşır akşama kadar çalışır ve birlikte eve dönerler ..
bebek büyürken yine günlerden bir gün bir kunduz bulurlar .
her gün onlarla birlikte ve onları takip ederek eve gider kunduz.
Sabah yine onları bekler ve onlarla tarlaya gider.
Kadın kunduzla bebeği hiç yalnız bırakmaz tabiî ki..
Bir süre sonra evde birlikte yaşamaya başlarlar.
Bebek evde uyurken kadın da evin önünü süpürmek ister
kısa bir süre de olsa..geri geldiğinde kunduzun ağzı kan içindedir..
hemen elindeki süpürgenin sopasıyla kunduza vura vura öldürür.
hemen bebeğin yanına gelir..

BEBEK MIŞIL MIŞIL UYURKEN
AYAKUCUNDA KAFASI KOPARTILMIŞ BİR YILAN BULUR ANNE.....




Yalnız Adam ve kırlangı


Karli bir kis günüymüs...Yagan kardan üsümüs kücük kirlangic,yalniz
adamin penceresinin disina gelip gagasiyla cami tikirdatmis,adeta adamin
onun iceri girmesine müsaade etmesini istemis.
Yalniz adam bu istegi görmüs,"olmaz alamam,git basimdan" der gibi kusu
kovalamis,sonra da kendi kendine söylenmis; " Hih,cami tikirdatmakla
kendisini iceri alacagimi mi saniyor acaba..?"
Gecenin ilerleyen saatlerinde cani sikilmis,rüzgar ve soguk arttikca
yalniz adami daha baska düsünceler sarmis,kirlangicin arkadasligini geri
tepmekten biraz pismanlik duymus...
"Keske kusu iceri alsaydim.Ona biraz yiyecek verirdim.Minik kus oradan
oraya ucar,neseli sesler cikarir,civildar,yalnizligimi
paylasirdi."demis.Ertesi sabah ilk is pencereyi acip,etrafina bakinmis adam.Belki
kirlangic oralarda biryerlerde olabilir diye düsünmüs.Ama görememis zavalli
kirlangici...Uzun kis gecmis,yine yaz gelmis...Etrafta kirlangiclar
civildayarak ucmaya baslayinca yalniz adam heyecanla cami sonuna kadar
acip,kusu beklemis.Ama hic gelen olmamis.Onun hevesle havada ucan kuslara
baktigini gören komsusu hikayeyi ögrenince hafif buruk bir sesle
:"Sevgili komsum,anlasilan sen kirlangiclarin sadece 6 aylik bir ömürleri
oldugunu bilmiyordun."demis.Bunu isiten yalniz adam cok daha üzülmüs ama
üzülmek icin de artik cok gec kaldigini anlamis...

-DIKKATLI OLUN...FARKINDA OLUN...KENDINIZE BIR SORUN...ACABA SIZ KAC
KIRLANGIC KOVALADINIZ?
-HAYATTA BAZI FIRSATLAR VARDIR KI SADECE BIR KEZ KARSIMIZA
CIKARLAR.DEGERINI BILEMEZSEK KACIP GIDERLER.VE ASLA GERI GELMEZLER...



Ağacın aşkı

Bir yeşil tepenin yamacında yaşlı bir ağaç yaşarmış
Bir tarafı uçurum bir tarafı yeşillik çimenmiş.
Çok yıllar yaşamış, çok günler, çok insanlar görmüş.
Ama bu güne kadar onun gibisini hiç görmemiş.
Onun gibi güzeline ömrünce rastlamamış.
Güzel bir kızmış bu, yaşlı ağacın yamacında dolaşırmış.
Güzel olduğu kadarda soğukmuş.
Ağaca sırtını yaslar onunla derdini paylaşırmış.
Kızın derdi yalnızlıkmış.
Eh buna da biraz kendi sebep olmuş.
Hiç bir şeyi beğenmez kendinden başkasını da sevmezmiş.
Ağaç yüreğine söz geçirememiş ve kıza âşık oluvermiş.
Gel gelelim o güzel kız onu hiç görmezmiş.
Sadece gölgesinden faydalanır ve orada eğlenirmiş.
Yaşlı ağaç ateşsiz yanmış, yanıp tutuşmuş.
Kıza yalvarmış yakarmış, bir kere bana bak,
belki sende beni seversin demiş.
Ama güzel kız ona hiç bakmamış.
Sadece gölgesinde dinlenmiş.
Her gün ağacın yanına gelir yeşil tarafında eğlenirmiş.
Aradan zaman geçmiş, ağaç kızdan umudu kesmiş.
Yüreğindeki aşkı söküp atmış,
yerini de umursamazlığa vermiş yanına da birazcık nefret katmış.
Nede olsa bir zaman o kız onun yüreğini yakmış.
Kız geldiğinde gözlerini yummuş kızı duymamış.
İşte o günden sonra ağaç duygularını bedeninden atmış.
Yine o güzel günlerden biriymiş kız her zamanki gibi gelmiş.
Ama bu gün o olağan günlerden değilmiş.
Ne olduysa kız ağacın yeşil tarafından uçurum tarafına geçivermiş.
Kızın ayağı uçuruma kaymış tam yuvarlanmaya başlamış.
Anında ağaca sarılmış ağacın dallarını yakalamış.
Sımsıkı tutmuş bırakmamış, kızın ağırlığı ağacı yerinden sarsmış.
Ağaç bir kıza bakmış birde uçuruma.
Sonrada kızın gözlerine bakmış kız ona gene bakmamış.
Kız sadece tutunacak dal aramış.
Ağaç, bırak beni aşağıda daha sağlam dallar var onları yakalarsın demiş.
Kız ağacı dinlememiş, inadından vazgeçmemiş.
Hem ağacı bırakmamış, hem de ağaca bakmamış.
Toprak ağaçla kızı fazla çekmemiş.
Yeter artık sizinle uğraşamam demiş.
Onları uçuruma bırakıvermiş.
Kız hem kendine, hem ağaca yazık etmiş, inadına kurban gitmiş.
Giderken ağacıda yerinden yurdundan etmiş.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Felsefik Hikayeler
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Tuzlucanın Forum Sitesi :: EĞİTİM-ÖĞRETİM :: Ödevler-
Buraya geçin: